Birisi size teşekkür ettiğinde ne hissediyorsunuz? Bu hem hoşunuza gidiyor hem de bunun karşılığında sizde teşekkür edene karşı olumlu bir tavır takınıyorsunuz öyle değil mi? Yaşamınızda da, hayata karşı teşekkür etmek işte böyle bir şeydir. Hayat sizi duyar ve mutlaka karşılığını verir size.
Sokakta hiç tanımadığınız birine bile, size kaldırımda yol verdiği için beşeri olarak teşekkür ederken, en son ne zaman hayata size her gün mucizeler sunduğu için teşekkür ettiniz?
Eğer teşekkür etmediyseniz, maalesef bunun tek sorumlusu sizsiniz.
Bir çoğunuz, sabah akşam neredeyse aynı şeyleri yaparak yaşayıp gidiyorsunuz ve bu şekilde var olduğunu zannediyorsunuz. Kafanızın içi, gelip geçici şeyler ile o kadar dolu ki şöyle bir kafanızı kaldırıp doya doya gökyüzüne bile bakamıyorsunuz. Hep biraz daha fazlasının peşinden koşarken, her gün hayatı ıskaladığınızın ve adeta içinden geçip sona yaklaştığınızın farkında bile değilsiniz.
Bir durup düşünün, yarın yaparım dediğiniz kaç şeyi yapmaya muktedir olabildiniz? Çok azınız, emin olun çok azınız. Çünkü yarın sizin değil, hayatın bunu unutuyorsunuz. Bakın korona denilen bir hastalık yüzünden binlerce insanın yarını bir anda yok olup gitti. Kimisi canını kaybetti, kimisi işini, kimisi ise yıllarca biriktirmiş olduğu birikimlerini. Siz halen gelecekten bahsediyorsunuz. Komik olmayın.
Önce farkına varmaya çalışın ve teşekkür etmeyi öğrenin, şöyle bir durun gün içinde bir nefes alın ve sadece kendiniz ile kalabileceğiniz bir yer bulun. Mümkünse şu elinde tuttuğunuz telefonuda kapatıp bir kenara atın. Durumunuz her ne olursa olsun, bir anlığına yaşadığınız tüm olumsuzlukları bir kenara atıp hayatta neler sahip olduğunuzu düşünün. Mesela öncelikle sağlığınızdan başlayın. Çalışan ve sağlıklı tüm organlarınızı düşünün ve onlara teşekkür edin. Sonra varsa sevdiklerinize ve sizi sevenlere teşekkür edin. Sonra her nerede yaşıyorsanız kaldığınız yere teşekkür edin ve buna benzer eminim bir çok şey için teşekkür edecek bir şeyler bulabileceksiniz. Başta bu teşekkürler sizi zorlayabilir. Birisi duyarsa benimle dalga geçer diyebilirsiniz. Zaten bu hayatı doya doya yaşayamamanızın en büyük sebeplerinden biride başkaları ne der diye yaşadığımızdan dolayı. Boş verin kimin ne düşündüğünü siz kendinize iyi gelecek ne varsa, neye inanıyorsanız onu yaşayın. Bu şekilde hem zamanla teşekkür etmeyi öüreneceksiniz hem anda kalmayı öğreneceksiniz hemde hayata teşekkür ettiğinizde, hayatın size hangi güzelliklerle cevap verdiğine şahit olacaksınız. Her şey sizle başlar, tercihler size ait.
Önce kendinizdeki sonrada yaşadığınız hayattaki mucizelerin farkına varın. Hiçbir şeyin imkansız olduğunu düşünmeyin ve her zaman sonsuz bir içtenlikle teşekkür edin.
Sözlerimi bir Kızılderili atasözü ile bitirmek istiyorum.
“Sabah uyandığında hayatın ve gücün için sabah ışığına teşekkür et. Yiyeceğin yemek ve yaşam sevincin için teşekkür et. Teşekkür etmek için bir sebep bulamıyorsan hatayı kendinde ara.”
Hoşça ve anda kalın…