Sevgili canlarım, bugün sizlerle hepimizin hayatının bir noktasında karşılaştığı, bazılarımızın ise sürekli olarak içinde yaşadığı bir duygudan, mükemmeliyetçilikten bahsetmek istiyorum.
Bu duyguyu anlatırken önce çuvaldızı kendime batıracağım, sonrasında ise başıma gelen farklı deneyimlerden söz edeceğim.
Mükemmeliyetçilik, başta bizi daha iyiye, daha mükemmele yönlendirecek bir güç gibi görünebilir.
Ancak çoğu zaman bu, kendimize koyduğumuz erişilmez bir hedeftir.
Ben, çok geç anladığımı itiraf ederek söylemeliyim ki tüm çabalarımıza rağmen, mükemmel olmak imkânsızdır. Bu bir yenilgiyi kabul etmek gibi gelebilir size ama öyle değil emin olun.
Yaptıklarımda hep bir eksik, hep bir hata bulurdun. Ve bu durum beni yorarak, enerjimi tüketir, hatta bazen beni tamamen durma noktasına getirirdi.
Kendimi tanıdıkça fark ettim ki, mükemmeliyetçilik duygumun, aslında derinlerde bir yerlerde yetersizlik hissimden beslendiğini farkettim.
Başkalarının takdirine olan ihtiyaç, kendimize olan inancımızın önüne geçiyor. Herkesin bizi mükemmel görmesini istiyoruz, çünkü kendi içimizde yeterince iyi olduğumuza dair şüphelerimiz var.
Bir gün, bu yükün ne kadar ağır olduğunu fark ettim. Sürekli daha iyisini yapmaya çalışmak, aslında elimde olanın değerini görmemi engelliyordu. Etrafımdaki güzellikleri kaçırıyordum, çünkü kusursuzluğu ararken, o anın güzelliğini fark edemiyordum.
Bu farkındalıkla, kendime bir söz verdim: “Mükemmel olmak zorunda değilsin. Canı gönülden elinden gelenin en iyisini yaptıysan kendini daha fazla zorlamamalısın .”
Kendime karşı daha şefkatli olmayı öğrendim. Hatalarımla barışmayı, onlardan ders çıkarmayı ve ilerlemeyi seçtim. Çünkü gerçek büyüme, hatalarımızdan öğrenmekte yatar.
Sizden de bunu denemenizi istiyorum. Kendinize karşı acımasız olmayın.
Hatalarınızla barışın, onları sevin. Çünkü onlar sizi siz yapan, sizi olgunlaştıran ve büyüten parçalardır.
Kendinizi kabul ettiğinizde, emin olun başkalarının sizi nasıl gördüğü o kadar da önemli olmayacak. Kendi değerinizin farkına vardığınızda, dış dünyanın beklentileri sizi yıpratmayacak.
Unutmayın, siz zaten değerlisiniz.
Kusurlarınızla, hatalarınızla, tüm insanlığınızla… Mükemmel olma zorunluluğu, sadece zihnimizin yarattığı bir yanılsamadır. Gerçek mutluluk, kendimizi olduğumuz gibi kabul etmekte ve sevmekte yatar.
Bu yüzden bugün, bu an, mükemmeliyetçiliğin prangalarından kurtulun. Kendinize, “Ben yeterliyim,” deyin ve bu gerçeği kucaklayın. Çünkü siz, olduğunuz haliyle zaten yeterince güzelsiniz.
Sevgiyle ve anda kalın canlarım.