Sevgili Canlarım
Bugün sizlerle vedalaştıklarımız veya ayrılsakta vedalaşamadıklarımız üzerine konuşmak istiyorum.
Unutmayın herkes, bir başkasının hayatında bir role sahiptir. Bu yol kimi zaman iyi, kimi zamanda kötü olabilir.
Ama tek bir gerçek vardır ki, oda hayatınızdaki kişilerin, ister iyi olsunlar, ister kötü olsunlar, hepsinin, ama hepsinin, o sana ait hayat denilen sahnede bir ömrü vardır.
Hepsi bir sebeple giriyorlar hayatına ve bir sebeple çıkıyorlar hayatından. Annen ve babandan tut, çocuklarına, sevdiklerine, dostlarına ve düşmanlarına kadar hepsinin hayatına girmesinde bir sebep var.
Ama sen bu sebebi maalesef ya şimdiye kadar hiç anlayamadın yada bundan sonra anlayamayacaksın. Anlayanlar ise aramızda en şanslıları diyebilirim.
Hayatına giren tüm kişileri, hayatından çıkarken gösterdiği tutuma göre yargılayacaksın hep.
İnsanoğlu neylersin, hepimiz biraz nankör, hepimiz biraz eksik değil miyiz bu yüzden?
Hep gözümüzde o son veda sahneleri yok mu? Bazen istemeden ayrılığın hüznü, bazen aldatılmışlığın öfkesi, bazen size karşı yapılan bir kötülük karşısındaki çaresizliğiniz yok mu gözlerinizde, bazen de yarım kalmış sözcükler var dilinizde, kursağınıza takılmış ve bir türlü aşağıya inemeyen.
Herkes gibi bizlerde başkalarının hayatında bir role sahip değil miyiz ? Ve bizlerde veda ettiğimiz gibi anılmayacak mıyız başkalarının hatıralarında?
O zaman bence en doğrusu, hayatta her ne yaşarsanız yaşayın, vedalarınız yine de güzel olsun. Hiçbir şey yapmak gelmese bile elinizden sessiz sedasız uzaklaşın.
Kimsenin gönlünde yük olmadan ve kimseyi gönlüne yük etmeden, sevgi ve şefkatle vedalaşın. Herkesi gönlünüzde affetmeyi unutmayın ve ilahi adalete sonsuz güvenin.
Belli mi olur, belki başka bir bahçe de yeniden karşılaşırsınız.
Sevgiyle ve anda kalın canlarım.