Hayal Kırıklıkları Üzerine

Sevgili canlarım, gecenin bir yarısı yine aklımda deli divane düşünceler. Söylemeye hasret kaldığım cümleler birikmiş dilimin ucunda. Garip bir haldeyim. Sussam olmuyor susmasam olmuyor. Öyle çok akıllı bir adam değilim zannımca, belki de kendim çalıyor kendim söylüyorum adeta. Her zaman dediğim gibi  dünyanın bir ucunda, bu sözlerim birilerinin kulağına giderde şifa olursa, ne mutlu bana. O zaman tanrının bana hediye etmiş olduğu bu muhteşem hayata, teşekkür etmiş olurum bir nebze de olsa. Onun hiç ihtiyacı olmasa da buna.

Bugün hayal kırıklıkları üzerine konuşmak istiyorum. Yanlış anlamayın lütfen, amacım sizi üzmek yada acılarınızı tazelemek değil. Tüm amacım, kafanızı acılarınızdan saklanmak için soktuğunuz o kumdan çıkartmak ve sizleri gerçeklerle ile yüzleştirmek. Çünkü tüm acıların ilacı, önce idrak edip sonra kabul etmektir yaşananları.

Aslında bu benim yıllar önce keşfettiğim yada keşfetmek zorunda kaldığım küçük bir sırda diyebiliriz. Şimdi bu sırrı sizlerle paylaşmak istiyorum. Neden şimdi derseniz belki de bu sırrı anlatacak kelimeleri ancak bulmuş olabilirim ve unutmadan, sağlıklı iken üzerime düşen vazifeyi tamamlamak için konuşuyorum şimdi, her ne kadar öznelerim ve yüklemlerim yerli yerinde olmasa bile. Çünkü bilgi paylaştıkça güzel ve değerlidir bence.

Neden insanlar hayal kırıklıkları yaşar ya da neden insanlar hayal kırıklıkları yaşatır. İnsandır önce, bunu kabul etmen lazım, çiğ süt emmiştir derler ya boşuna söylenmemiştir. Özü mükemmeldir de yüzü kötüleşmiştir zamanla. Bir derdi vardır elbet, bir yarası , bir ahı bir ökfesi vardır belki de… Bu yüzden seni üzmüştür bilemezsin. Her insan doğduğunda masum doğar ama gün geçtikçe, ruhunu saran teni kabuk bağlar. Gün geçtikçe yalancı , gün geçtikçe çıkarcı olur hayatta kalabilmek için. Önce kabul edelim hepimiz böyle doğduk ve büyüdük taki aklımız erene kadar. Sonrası ise hep bizim tercihlerimiz oldu. Kimisi söylemeye devam etti yalanı küçüğüyle büyüğüyle, kimisi ise tövbe etti, bunu kimse bilemez.

İşte hayal kırıklarının en büyükleri hep bu yalan ve çıkardan dolayı doğdu. İnsan hep kendisi gibi bilirmiş karşındakini. Bu yüzden hep güvenerek başladık ilişkilerimize. Özellikle bu topraklarda yaşayanlar daha bir sıcak, daha bir saftır bu anlamda.

Birazda cahillimiz var bu konularda maalesef. Çünkü kimse anlatmadı bunları bize zamanında. Belki de bu anlatmalarım, bana göre eksik kalan bu açığı tamamlamak içindir.

Yüzümüze gülene, iki tatlı söz söyleyene, biraz üstü başı düzgün olana hemen güvendik ve teslim ettik kendimizi. Güven güzel bir duygudur ve herkes birbirine güvenerek bir ilişkiye başlamalıdır. Bu iş olur, arkadaşlık olur, aşk olur fark etmez, önce güvenerek başlamamız lazım kesinlikle. Aksi taktirde sadece karşımızdaki için değil, hayat bizim içinde çok zor olur. Kafanızda oturması için, yüzdeler ile anlatmak istiyorum bu kısmı, tabiki ilişki dediğimiz şey bir matematik değildir sonuçta ama hayal etmenizi kolaylaştırmak için başvuruyorum bu yola.

Lütfen yüzde yüz değer vererek başlamayın ilişkilerinize. Her ne kadar kendinize ilişkiler anlamda güvenseniz de %5 ile başlayın mesela ve bu oran %95’i geçmesin asla. Bu karşınızdakinin değersiz olduğu anlamına gelmiyor yanlış anlamayın, bu %5’lik pay karşınızdaki kişinin elinde olmayan nedenleri için ayrılmış bir paydır.

Siz hiç olmayacak bir kişiye bir anda %100 değer verirseniz ve karşınızdakinin gerçek değeri bunun çok çok altındaysa, o kişinin en ufak bir yalanında, sizin o kişiye verdiğiniz anlamsız değerden dolayı, çok acı çekeceksiniz. Aslında yalan basittir ama siz gözünüzde çok büyütürsünüz ister istemez çünkü olduğundan fazla değer vermişsinizdir bir kere.

Oysa yavaş yavaş ilerlese ilişkiniz, zamanla tanımaya çalışsanız, huylarını öğrenseniz, kendinize doğru ifade etseniz emin olun çok daha az acı çekersiniz. Yani hayal kırıklıklarımızın bir çoğu bizim suçumuz aslında. Haddinden fazla değer vermemiz, belki de değeri beş para etmeyen kişilere. Güvenmeyin demiyorum hep artı ile başlayın ama zamana yayın lütfen. Acele etmeyin. Bunu da öğrenirsiniz emin olun, belki de hayat şimdiye kadar bir çok kez gözünüze sokmuştur da siz anlamamışsınızdır.

Bu sırada gördüğünüz üzere bu sırrım dediğim şeyi hepiniz biliyorsunuz ama hayatın koşturmacası içinde unutup gidiyorsunuz. Ne kimsenin size hemen güvenmesini isteyin ne de siz kimseye hemen güvenin. Akışa bırakmayı öğrenin hayatı, emin olun bu akış size en doğru yolu gösterecektir.

Sevgiyle ve anda kalın canlarım.

İlgili Yazılar

Yorum Bırak

Web sitenizi girmek zorunda değilsiniz. Diğer alanlar zorunludur.