Zaman Üzerine…

24 saat, kimsenin ne bir dakika eksik, ne bir dakika fazla ayrıcalığı olmayan tek kavram. Kimin ondan yana bir avantajı olabilir ki hayatta. Her dakika bu eşitliği unutma diye dört bir yanındadır o.
Önemli olan nasıl kullandığındır ve hangi gözle algıladığıdır zamanı, bir taş misali nasıl işlediğinle doğru orandadır kıymeti. Zamana nasıl hükmederim diye sordu insan asırlarca, hükmetmeyi istedi amansızca, her yerde aradı bu sorunun cevabını ama bulamadı. Zaman aslında dışarıda değil içeride saklıydı.

Yıllar geçtikçe zaman daha hızlı geçmeye başlar sanki, hissetmezsin çocuk olduğunda misket oynarken nasıl geçtiğini veya gençliğinde aşk gözünü kör ettiğinde. Başlar yaş 35 dendiğinde fark edilmeye, ne kadar hızlı ve amansızca geçtiği hele yaş bir elliye geldiğinde. Bir bakarsın tarihler yok olmuş zihinde, kısacık anlar kalmış köşede bucakta, işte zaman o kısacık anlarda gizlidir belki de. Belki bir çocuğun gözlerinde belki de bir deniz manzarasında kaldı zaman. İşte zamanı tutmak istersen ellerinde o anları kıymetli kıl, unut gitsin kötülükleri, onlar sahibinin olsun.

Bazen her derde devadır zaman, bazen de derdin ta kendisidir insana. Unutulur dersin acılar zamanla beklersin geçmesini, kimi zaman ise mutluluk anında durdurmak istersin her saniyeyi. Şimdi zamanı güzel kullanma vakti. Her ana hayattan güzel bir fotoğraf sığdırmak ve zamanı dondurmak senin elinde, yıllar senin dışında geçip gitse bile. Şimdi düşünme vakti, hayat tercihlerden ibaret ise ya verirsin iplerini zamana yada alırsın zamanın iplerini eline. Unutma yaşamın sırrı senin ellerinde.

Yorum Bırak

Web sitenizi girmek zorunda değilsiniz. Diğer alanlar zorunludur.