Çocuklarımızı Kendi Pişmanlıklarımızla Büyütmeyelim

Hepimiz çevremizde bir çok yerde anne ve babaların çocukları hakkındaki görüşlerinde, ben okumadım çocuğum okusun, ben doktor olamadım o olsun, ben zengin olamadım o olsun gibi isteklerde bulunduğunu görürüz.
Bu dış görünüşte herkese normal ve içten gelebilir ama maalesef bu duygular çocuğumuzun gelişiminde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu düşünceler bizim hayatta elimizde veya elimizde olmadan yapamadığımız ve içimizde her zaman uhde olarak kalan pişmanlıklarımızın dışa vurumudur. Bunu kabul etsek te etmesek te aslında istemiş olduğunuz şeyler ebeveynlerin kendi egolarını tatmin etmeleridir.

Çocuklarımıza doğruları kendi pişmanlıklarımıza göre öğretiyoruz. Onların kendi fikirlerini oluşturmasına izin vermiyoruz. Hata yapmalarından korkuyoruz ama hata olmadan doğru bulunamayacağını kavrayamıyoruz. Bütün ipler elimizde olsun istiyorsunuz, sorsalar koruyorsunuz ama aslında her zaman iplerini başkalarına teslim etmeleri gerektiğini aşılıyorsunuz. Herhangi bir sebeple o ipler kesildiğinde çocuklar kendilerini boşlukta hissediyor ve ayakta durmakta zorlanıyorlar. Her zaman destek alan bir kişinin kendine olan özgüveninden nasıl bahsedebiliriz? Çocuğunuzun yeteneklerini siz belirlemeyin. Bilinçli bir ebeveyn olarak yeteneğini çıkarmasına izin verin bu konuda teşvik verici ve destekçi olun. Bu şekilde hayatı tanıması ve kendi seçimlerini doğru bir şekilde yapmasını sağlayacaksınız. Çocuk yaşlarda kişinin kendisine kazandırılan özgüven hayatı boyunca kolunda bir altın bilezik olarak kalacaktır.

Çocuklarınızı doğru bir şekilde yönlendirmek istiyorsanız ilk önce kendi hayatlarınıza çeki düzen vermelisiniz. Doğduğu günden beri anne ve babasını taklit ederek büyüyen çocuk mutluluk, hırs, asabiyet vb. kişisel özellikleri bebek yaşta görerek bilinçaltına yerleştirir ve hayatı boyunca bu yetiştiriliş tarzının etkilerini yaşar. Çocuklarınızın okumasını istiyorsanız sizde kitap okuyun veya spor yapmasını istiyorsanız sizde spor yapın çünkü çocuklar sizin yaptığınız her şeyi taklit ederler.

Oldu da sizin istediğiniz gibi bir hayat yaşadı ve sizin istediğiniz bir mesleği yapıyor. Tamam siz egonuzu tatmin ettiniz de ya çocuklarınız onlar mutlumu? Mesleğin güzel olması, sıfatının yüksek olması o mesleği yapan kişinin mutlu olması anlamına mı geliyor? Kişi kendini ifade ettiği işte mutlu olur ve bu durumda istemeyerek yaptığı hiçbir işin önemi yoktur. Bir gün hayatı kendi mantığıyla yaşamaya başladığında maalesef çok geç kalınmış olunabiliyor ve arkada koskocaman mutsuz bir hayat kalmış olabiliyor.

Çocuklarımızın gelişimi ve mutlu olmaları için siz sadece doğru ebeveyn olmaya çalışın iplerini ona bırakın özgüvenlerine engel olmayın.

Ve sözlerimi bir özlü söz ile bitirmek istiyorum.

Bir saatliğine mutlu olmak istiyorsan bir şekerleme yap,

Bir günlüğüne mutlu olmak istiyorsan balığa çık,

Bir aylığına mutlu olmak istiyorsan evlen,

Bir seneliğine mutlu olmak istiyorsan mirasa kon,

Bir ömür boyu mutlu olmak istiyorsanız sevdiğiniz işi yapın.

İlgili Yazılar

Yorum Bırak

Web sitenizi girmek zorunda değilsiniz. Diğer alanlar zorunludur.